11.08.2009

internet ne, farkı ne?

komplo teorisyenliğine soyunmadan, birkaç soruyla başlayayım, kendime yönelik, kendimle sohbet eder gibi...
dengesizlik üzerine dengesini bulmaya çalışan bir dünyada, dönemsel ağırlığı fazla basan bir ülke, bu ağırlığını korumak, hatta artırmak amacıyla geliştirdiği bir teknolojiyi, niye bütün dünyaya armağan etti?
savaş ortamında insansız bölgelerle iletişimi devam ettirebilmek amacıyla yola çıkıyorsun, bilgisayar dediğimiz cihazların birbirleriyle iletişimini sağlayabiliyorsun, bu sana hayal edilemez bir güç kazandırıyor, ve "bakın ben ne yaptım, hadi hep beraber kullanalım" diyorsun...
ne kadar güzel. artık iletişim sorunumuz kalmadı. dünyanın her yanıyla sürekli bağlantı halindeyiz.

şu sorularla devam edeyim, "düşünün ki herhangi bir kişinin, herhangi bir şekilde, yazmış ve almış olduğu birkaç epostasını okudunuz. o kişi hakkında az biraz fikriniz olmaz mı? peki daha fazlasını okursanız? peki... o kişinin takip ettiği internet sitelerini bilseniz? yaptığı aramaları, arama sonuçlarının içinden seçtiklerini, ilgilenmeye çalıştığı konuları? sohbetlerini okusanız? kimlerle iletişim kurduğunu, kurmaya çalıştığını bilseniz? ve... bunu sadece tek bir kişi için değil, binlerce, yüzbinlerce kişi için düşünürseniz? pek çok toplum hakkında az birazdan daha fazla fikriniz olmaz mı?"

yok canım, mümkün değil. güzel, çok güzel bir teknoloji paylaşımından öte bir şey değil bu internet.

şimdilerde tartışma konusu olmaya başladı, internetin kontrol altında tutulması, kısıtlamalar, yasaklamalar...

takip edebildiğim kadarıyla, iki farklı bakış açısı ön plana çıkıyor bu konuda.
birincisi, ki kendilerinden her konuda ümidi kestiğim için pek üzerinde durmayı istemediğim, "evet, kontrol altında olmalı, takip edilmeli, kısıtlanmalı, yasaklanmalı, kapatılmalı, şu yüzden, bu yüzden, şu şekilde..." diyenler.
ikincisi, ki beni şaşırtan, "hayır efendim, internet özgür bir ortamdır ve yasaklanamaz hiçbir şekilde", diyenler.

tek başına, masum bir cümle bu, ikincisi. güzelce bir istek, beklenti.

ama...
onu farklı bir yerde, apayrı bir boyutta algılamamızın sebebi ne?
niye, gerçek dünya ve sanal internet dünyası diye bir sınıflandırma yapmış gibiyiz?
bizi gerçeklikten koruyan özel ve korunması gereken bir sığınak gibi mi görüyoruz?
nefes aldığımız dünyada her yanımız yasaklarla çevriliyken ve bu bizi rahatsız etmez görünüyorken, etse bile bu kadar dile getirmezken, ardına saklandığımız bu ortamı niye olabildiğine savunuyoruz?

"şunları şunları yapamazsın, şunlarla ilgilenemez, şunları okuyamaz, dinleyemez, şunlara yaklaşamazsın..." gibi cümleleri fazla umursamazken, "internet üzerinde şuraya giremezsin, şunu yapamazsın..." gibi cümleler sinirlerimizi tepemize çıkartıveriyor bir anda... özgürlüğümüz aklımıza geliyor.
kendi ellerimizle, özgürlüğümüzü, özgür alanımızı, bu ortamın, sanal dünyanın içine hapsetmiş gibiyiz. tam da olması istendiği gibi, takip edilebilirliği, kontrol altında tutulabilirliği, yeri gelince önlem alınabilirliği çok daha kolay olabilecek biçimde...

gerçekten, gerçek olarak ayrı bir yerde bırakmaya başladığımız dünyadan vaz mı geçmek üzereyiz artık?

bautino, kazakistan, 11.08.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder